BT HABER TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ

BT HABER TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ

1 – Türkiye’de telekom sektörünün şu anki durumu hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz ?

İletişim, insanın varoluşundan bu yana vazgeçilmezler arasındadır. Günümüzde ise bilgi teknolojileri ile çağ atlayan iletişim, telekomünikasyon ile zirveye oturmuş durumdadır. Telekomünikasyon sektörü dünyada ve ülkemizde geleceğin parlayan bir yıldızı konumundadır. Dünya’da 1.3 trilyon dolar, ülkemizde 20 milyar doları aşan pazar büyüklüğüne sahiptir. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde sektörün büyüme trendinin devam edeceğini ve 30 milyar dolarlık bir hacime sahip olacağını düşünüyorum. Telekomünikasyon sektöründe ödenen vergilerin yüksek olması konusunun çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Bu sektörde dünyada en fazla vergi bizim ülkemizde ödenmektedir. Bu kadar yüksek vergi olmasa şu an %75’i bulan penetrasyon oranını %120’lere çıkarabiliriz, bu oran uzakdoğu ülkelerinde bu oranlardadır. Ülkemizde sabit veya mobil telekomünikasyon hizmetlerinden faydalanmakta olan aboneler yüksek vergi yükü sebebiyle neredeyse cezalandırılmaktadırlar. En büyük vergi yükü ise mobil hizmetlerde bulunmaktadır. Ülkemizde %56 oranında uygulanmakta olan vergilerde AB ortalaması %20 seviyesindedir. Mobil hizmetler üzerinden alınmakta olan vergiler özellikle düşük gelir seviyesine sahip kullanıcılar üzerinde büyük bir baskı oluşturmakta ve sektörün büyümesine engel olmaktadır. Vergiler konusunda yapılacak olan iyileştirmenin sektörde çok kısa zamanda büyük bir ivme kazandıracağına inanıyorum, yine vergiler konusunda yapılacak düzenleme ile Sanal Mobil Şebeke İşletmeciliği yani MVNO dediğimiz yetkilendirmenin önümüzdeki yılda tamamlanabileceğini bu şekilde yeni oyuncuların mobil telekomünikasyon sektörüne girerek bu sektörde yeni bir ekonomik kaynak teşkil edileceğine inanıyorum.

2 – Sektörde son eğilimler nelerdir, bu eğilimler sektörün geleceğini nasıl şekillendiriyor sizce ?

Bildiğiniz üzere 07 Eylül 2007’de Telekomünikasyon Kurumu tarafından gerçekleştirilen 3G ihalesine sadece Turkcell katıldı. Turkcell 321 milyon avroluk teklifi ile A tipi lisans almaya hak kazanan tek şirket olmuştu. Telekomünikasyon Kurulu yeterli rekabet koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihaleyi iptal etti. Bundan sonra Ulaştırma Bakanlığı 3G lisanslarının dağıtılması için Telekomünikasyon Kurulu ile birlikte yeni bir takvim oluşturacak. Eğer 3G lisansları verilmiş olsaydı pek çok yan sanayimizin, özellikle içerik oluşturma ve yeni yazılımlar geliştirmek amacıyla bacasız sanayi olarak adlandırdığımız yazılım sektörümüz için yeni iş imkanları oluşacaktı. 3G ihalesi, Türkiye’de alt yapı sağlayıcısı üretici firmalarımızın Ar-Ge merkezlerini kurmalarını da teşvik edeceğinden Ar-Ge merkezlerinin Türkiye’de çoğalması hem yeni iş imkanları, hem de dünyanın en büyük teknoloji şirketleri ile çalışma fırsatı yaratacaktı. Daha 3G lisansları verilmeden ülkemizde bu yıl satılan 1 milyon cep telefonu 3G desteklidir. Günümüzde cihazlar artık entegre bir hal almaya başlamıştır. Bu yeni dünyada hizmetlerin kullanımının basitleştirilmelidir. Müşterilere özgürlük verilmesi ve yeni nesil hizmet mimarisi önemlidir. Telefonlar küçülmekte, PDA’ler yeniden büyümeye başlamıştır bir çok özellik tek bir cihazda toplanmaya başlamıştır. 2008 yılında üretilecek olan telefonların %90’nı kameralı olacak ve PDA’lerin çok büyük bir kısmının cep telefonu özelliği bulunacaktır.

3- Sektörde önümüzdeki dönemde ne gibi gelişmeler yaşanmasını bekliyorsunuz, sektör için 2008 yılı öngörüleriniz nelerdir ?

Telekomünikasyon sektöründe verilmemiş 3 adet lisans kaldı. Bunlar ; 3G, MVNO ve Wimax lisanslarıdır. 2008 yılında bu lisansların da verileceğini düşünüyorum. Türkiye’de 55 milyon GSM abonesi vardır. Penetrasyon %75’lere yaklaştı. Türkiye’de yarı nüfusu 25 yaş altı olan genç, dinamik çok hareketli ve zeki bir nesil var. Bu genç nüfusu göz önünde bulundurduğumuzda pazarın büyüme trendinin devam edeceği kanaatindeyim. Bu oranın, 2008 sonunda %90’lara yaklaşacağını düşünüyorum. 2008 yılının Telekomünikasyon sektörü açısından oldukça hareketli geçeceğini düşünüyorum. Bu yıl aynı zamanda Telekomünikasyon Kurumunun bazı çalışmaları sonlandıracağı, yeni lisansların verilmeye başlanacağı bir dönem olacaktır. Telekomünikasyon Kurumunun numara taşınabilme hizmetine başlaması, 3G lisanslarını verilmesi ile wireless teknolojisinin wimax ile ivme kazanması ile hem cihaz pazarı hareketlenecek hem de haberleşme ve iletişimde yeni rekabet alanları ve servisler verilmeye başlanacaktır. Teknolojinin çok yüksek hızlara ulaştığı telekomünikasyon sektöründe, 2008 yılının hayatı kolaylaştıran, rekabeti arttıran, tüketiciyi sunacağı yeni olanakları ile şaşırtan bir yıl olacağını düşünüyorum.

4- Telekom sektöründeki rekabet hakkında neler düşünüyorsunuz ? Sizce rekabet yeterince adil mi, sizin önerileriniz nelerdir ?

Ülkemizin bilgi toplumu olması yolunda koyduğu hedeflere ulaşması için, bilişimi kullanmalıyız, bilgiye ulaşmalıyız, kaynaklarımızın ve erişim noktalarınının iyi belirlenmesi gerekir, rekabet ortamı oluşturulmalı, tüketicilerin bu rekabetten yararlanmasını sağlamalıyız. Şunun altını çizmek istiyorum. “rekabet ortamının oluşması için liberalleşme sağlanmalıdır”. Pazarda liberalleşme sağlandığı takdirde rekabetçi, yaygın ve ucuz iletişim altyapı ve hizmetlerin oluşması sağlanacaktır. Serbestleşmenin getirdiği rekabet ortamı içerisinde zaman içerisinde alternatifler seçenekler daha da artacak böylece son kullanıcılar istediği mecrayı kullanmak suretiyle istediği hizmete erişebilecektir. Tek şebekeye bağımlılık ve rekabetsizlik hayatımızda çok önemli bir yeri olan haberleşme hizmetlerinde güvenilirlik sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Telekomünkasyon pazarında liberalleşme sağlanarak birden fazla oyuncunun etkin olması, tüketicilerin lehine rekabetçi bir durum ortaya çıkaracak ve bizim pazarımız çok daha hızlı büyüyecektir.